http://www.wannawatches.com

Atamalarda liyakat kurumlarda kalite » Kamu BilgiKamu Bilgi

29 Mart 2024 - 15:52

Atamalarda liyakat kurumlarda kalite

TÜRKİYE Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Erol Bilecik ile başkan olmasının ardından ikinci kez bir araya geldik. Sakin ve yapıcı kişiliği ile dikkat çeken Bilecik’in bu tavrı Kurum’un son aylarda Ankara ile ilişkilerine de yansımış durumda ki 1-2 yıl önceki gerilim yok bugün. Türkiye gündeminin baş döndürücü bir hızla değiştiğine dikkat çeken Bilecik, “İnşallah biz masadan kalkana kadar gündem değişmez” diyerek başlıyor sorularımızı cevaplamaya…

Atamalarda liyakat kurumlarda kalite
Son Güncelleme :

03 Ekim 2017 - 16:53

Büyüme performansımız göz kamaştırıcı… TÜSİAD bunun devamının geleceği görüşünde mi? Performansın daha da artması için ne yapılmalı?

Son açıklanan büyüme rakamları ülke olarak hepimizi memnun etti. Fakat büyüme performansı sürdürülebilir, sağlıklı bir kompozisyona sahip olduğu takdirde göz kamaştırır. Kısa vadeli harcamanın ağırlıkta olduğu reçeteler, ekonomiyi bir anda sıçratabilir ama kalıcı olmayabilir ve maliyeti yüksek olabilir. Yılın ilk yarısında ekonomiye bir ivme verildi. Şimdi bu kazanılmış zamanı, kalıcı sağlıklı büyümeyi sağlayacak reformları yapmak için kullanmamız gerekiyor.

Geçen yılın ilk yarısında 4.9 milyar TL fazla veren bütçe dengesi bu yıl 25.2 milyar TL açık verdi. Türkiye ekonomisinin son dönemde en büyük kazanımı mali disiplin oldu. Mali disiplini kaybedeceğimiz bir yola kesinlikle girmemeliyiz.

* Sürdürülebilir yüksek büyüme için verimli alanlarda yatırıma ihtiyaç var. Bugün Türkiye’de yatırımlar inşaat alanında yapılıyor. Son bir yıldır makine-teçhizat yatırımları geriliyor. Pek çok talihsiz olay yaşadık ama artık bunları geride bırakmamız ve normalleşmemiz gerekiyor. Güven eksikliğini telafi edemezsek, yatırımcının önüne açık ve net bir yol haritası koyamazsak yüksek büyümeyi sürdüremeyiz.

* Ekonomi yönetiminin bağımsız kurumlarca iyi denetlenen ve düzenlenen bir serbest piyasa ekonomisi anlayışına bağlı olması çok önemli.

* Ayrıca güveni artırıcı en önemli unsurlardan biri de, kamu kurumlarında liyakatın esas alınmasıdır. Atama ve terfilerde liyakat kıstasının önceliklendirilmesi, politika oluştururken açık, şeffaf ve katılımcı bir anlayışın benimsenmesi kurumlara güveni artıracak, yatırımcıya da güven verecektir.

* Kurumların kalitesi özellikle bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde ekonomik kalkınmanın en önemli belirleyicilerinden biri. Büyümenin de ötesinde gerçek anlamda kalkınmak istiyorsak, kurumlarımızı güçlendirmek zorundayız. Sadece ekonomiyle ilgili kurumlarımızdan bahsetmiyorum. Yargı sistemi başta olmak üzere, vergi, eğitim, güvenlik tüm bunlar dahildir. Güçlü ekonomiler, güçlü kurumlar ile inşa edilir.

– ‘Atamada liyakat, kurumda kalite’ dediniz. Sizce bu konuda eksiklerimiz mi var?

Burada alınması gereken bir hayli yol olduğunu görüyoruz. İpucu toplam büyüme içerisinde, yatırımlardan kaynaklanan büyüme çizgisini vermiş olduğu kaldıracın düşük olmasından kaynaklanıyor. Uzun dönemli güçlü ekonomi güçlü kurumlarla inşa edilir.

2 PUANLIK VERGİ ARTIŞI İMAJI ZEDELEYEBİLİR Mİ?

TÜSİAD Başkanı Bilecik, Kurumlar Vergisi’nde bugüne kadar hiçbir sektöre veya endüstriye düşme veya yükseltme yönünde bir düzenleme yapılmadığını tahmin ettiğini söyleyerek şöyle konuştu: “Şimdi finans sektörüne yüzde 20 vergi yüzde 22’ye getirilmiş durumda. Özellikle yabancı sermayenin yoğun olduğu bankacılık ve finans sektörüne böyle ayrıcalıklı bir vergi getirilmesi, Türkiye’nin imajını zedeler mi sorusunu akla getiriyor. Böyle bir farklılaşma nedeniyle muhtelif noktalarda çok farklı eleştiriye tabii tutulacağız gibi gözüküyor. Özellikle hükümetimizin finansal kurumlara bakış açısı veya tavrı bir şekilde farklılaşmadığı sürece bunun bir miktar sanki sıkıntısını çekeriz. Banka karlılıklarında önemli değişiklik olmaz. Ancak ortaya konan gerekçede eksiklik olabilir mi diye düşünüyorum. Maalesef ülkemizin dış finansman bağımlılığı söz konusu. Bu finansmanın doğal olarak bir maliyeti vardır. Ayrıca yurt içinde devam eden bir enflasyon yüzdesi söz konusu. Bunları alt alta koyduğumuzda enflasyonun %10, dışarıdaki finansman maliyetinin %2-3 olduğunu varsayalım. Toplamda %12-13 gibi bir maliyet ortaya çıkar. Ayrıca bankaların işletme gideri masrafları var. Bunları topladığımız zaman ister istemez %13-14’ün üzerinde bir maliyet rakamı ortaya çıkmakta. Bu çerçevede bakarsak, enflasyonu %5’in altına düşüremediğimiz takdirde, faiz oranları da doğal olarak yüksek kalacaktır.

2021 BÜYÜMESİ İÇİN ÜÇ TEMEL REFORM ŞART

EROL Bilecik, Orta Vadeli Program’da konulan büyüme hedeflerine ilişkin ise şu yorumu yaptı: “Üç yıllık OVP olmasına rağmen 2018 yılına odaklanmış gibi gözüküyor. Bu ideallere göre 2019 2020 de şekillenmiş vaziyette. Revize edilen milli gelirlere bakılınca önümüzdeki yıllar 5.5, 5.5 devam eden büyüme yüzdesi var. Bunu destekleyecek pek çok unsur ortaya çıkmış durumda pozitif olarak. Ama bu sürdürülebilirlik açısından iş dünyasının asıl beklentisi reformların daha fazla yer aldığı, yatırımcı ihtiyacının daha fazla yukarıya çekilebileceği noktaların da ele alınması henüz OVP içinde bunları yeteri kadar görmüş değiliz. Kamu harcamaları büyüme hedefine endekslenmiş gibi gözüküyor. Ayrıca OVP de dikkat çeken önemli bir konu var. Yüksek teknoloji üretim, işgücü piyasasındaki reformlar ve kurumsal reformlar. Bu üç noktanın gerçekleşmemesi durumunda 2021’e yönelik olarak yüzde 5.5’lik büyüme hedeflerinin gerçekleşmesi pek mümkün gözükmüyor.”

EKİMDE ALMAN VE TÜRK SANAYİCİSİ BULUŞUYOR

BİLECİK, Türkiye ve Almanya ilişkilerinde aslında bir süredir geriye gidiş yaşandığını belirterek bu duruma yönelik TÜSİAD Almanya Network’ünün koordinasyonunda bir stratejik eylem planı hazırladıklarını kaydetti. İlk olarak, Türk-Alman ilişkilerinde sorun oluşturan en önemli 5’er konunun tespiti ve bu sorunların çözümlerine yönelik öneriler dizisi üzerinde çalıştıklarını söyleyen Bilecik, “Alman paydaşlarla birlikte iki ülkenin sivil toplumları arasında diyalog ortamını geliştirecek birtakım projeler üzerinde yoğunlaşıyoruz. Üçüncü olarak, Berlin’de kurduğumuz Türk ve Alman iş dünyası, akademisyen, sanat dünyası, düşünce kuruluşları ve siyaset temsilcilerinden oluşan düşünce kuruluşu Türkiye Değişim Kültürü Girişimi’ni daha etkin kullanmaya yönelik Ekim ayında İstanbul’da bir toplantı düzenliyoruz. Ayrıca, Almanya’daki muadil örgütümüz Alman Sanayiciler Federasyonu BDI ile sürekli temas ve istişare halindeyiz. Ekim ayında Berlin’de BDI ve Alman firmalarının üst düzey temsilcilerinin katılımıyla iki ülke ekonomik ilişkilerinin öncelikli konularını ele alacağımız bir toplantı gerçekleştireceğiz. Bu bağlamda, iki ülke arasındaki ilişkilerde pozitif bir gündem yaratabilmek için Sanayi 4.0 konusunu öne çıkarma düşüncesindeyiz” dedi.

BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ, TEKNOLOJİ VE EĞİTİM EN ÖNEMLİ GÜNDEM

TÜSİAD üyelerinin en önemli gündem maddeleri üzerine ise Bilecik şunları söyledi:

* Basın Özgürlüğü: Bunca yıllık demokrasi deneyimimizin ardından maalesef hala ifade ve basın özgürlüğünü belli bir güvenceye kavuşturabilmiş durumda değiliz. Bu özgürlüklerin sınırları Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarıyla gayet net bir şekilde belirlendiği, o kararlar kendi hukukumuzun bir parçası haline geldiği halde, bu konuda uygulamada zaman zaman sorunlarla karşılaşıyoruz. Bunları acilen çözüme kavuşturmamız ve tamamen geride bırakmamız gerektiğine inanıyorum. Demokrasilerde çok seslilik esastır.

Tüm yargılamalarda üç temel anlayış çok değerlidir:

– Masumiyet karinesi esastır,

– Tutukluluk istisnadır,

– Kanunlar özgürlük lehine yorumlanmalıdır.

* Girişimcilik ve Teknoloji / Silicon Valley Network’u: Son dönemde çok heyecan verici bir gelişmeye imza attık. Silikon Vadisi’nde faaliyet gösteren girişimci, yönetici, mühendis, bilim insanı ve yatırımcılarla ilişki ve etkileşimi geliştirmek amacıyla Silicon Valley Network’unu kurduk. Silikon Vadisi Ağı ile, San Francisco bölgesindeki profesyoneller ve girişimciler ile bağları güçlendirirken, bölgenin girişimcilik alanındaki yüksek birikiminden yararlanmayı ve Sanayi 4.0, STEM, inovasyon, internet ekosistemi, dijitalleşme ve girişimcilik alanlarındaki çalışmalarımıza katkı sağlamayı hedefliyoruz. Ekim ayında Silikon Vadisi Ağı faaliyetlerimizle ilgili olarak San Francisco’ya bir ziyaretimiz olacak. SF’deki önde gelen ABD’li ve Türk profesyonel, girişimci, bilim insanlarının katılacağı bir etkinlik düzenleyeceğiz.

* Eğitim: Eğitim alanında, acele ile yapılan ve kamuoyuyla çok yeni paylaşılan reformlar, ülke gündeminde halen tartışılıyorsa, “reform yapma sürecimizi” gözden geçirmemiz gerektiği ortaya çıkıyor. Atatürk, istikbal için en önemli ilkeyi “Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller!” diyerek en yalın şekliyle ifade etmiştir. Bilim ve teknolojide öne geçen ülkelerin diğerleri ile arayı açtığı bir çağda, müfredatımızın bilimsel temellere dayanması ülkemiz için hayati öneme sahiptir. Sorgulayan, özgür düşünen, dijital okuryazarlık ve yabancı dil becerileri gelişmiş gençler yetiştirmeye odaklanmalıyız. 21.yüzyıl becerilerini, STEM (Fen, Teknoloji, Mühendislik, Matematik) yaklaşımını, kodlama ve robotiği erken yaşlarda çocuklarımızla buluşturduğumuz takdirde, uluslararası rekabette eğitim kalitesiyle parlayan bir ülke olabiliriz.

BAŞKANLIK ‘ATEŞTEN GÖMLEK’ DEĞİL

TÜSİAD Başkanlığı’nın ‘ateşten gömlek’ olup olmadığı konusunda ise Bilecik’in yanıtı şöyle: “Gerek iş hayatında gerekse gönüllü katkıda bulunmaya çalıştığım tüm kulvarlarda, bugüne kadar üstlendiğim görev ve sorumlulukları, hakkını vererek yerine getirmek için çalıştım. Böyle bir inanç ve ilkeler bütünüyle yola çıkıyorsanız, o yolda karşınıza çıkan, “zor” olan veya “zorluk” diye tanımlanan durumlar inanın bir engel teşkil etmiyor. “Ateşten gömlek” meselesine gelince, TÜSİAD Başkanlığı her dönem üst düzey bir sorumluluk ve özellikle zaman fedakarlığında bulunulması gereken bir görev olmuştur. Fakat “ateşten gömlek” değildir. Aslında, Türkiye’nin bir çok problemi bir araya gelip konuşamamaktan kaynaklanıyor. Diyalog, barış ve uzlaşma kültürünü yaygınlaştırırsak çözemeyeceğimiz hiçbir meselenin kalmayacağına inanıyorum.”

Sefer LEVENT

Hürriyet